Trakonya balığı (Trachinus Draco, Weever fish), ülkemiz denizlerinde de sık rastlanan ve Çarpan balığı olarak bilinen bir balıktır. 20-40 cm boyunda ve sırt dikenleri son derece zehirli bir balık olan Trakonya, ülkemizde Akdeniz ve Karadeniz olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yaşar. Genellikle denizde yürüme esnasında ayağa veya avlandıktan sonra olta, zıpkın gibi av gereçlerinden ayrılırken kazara dikenlerin ele batması ile yaralanmaları oluşmaktadır. Trakonya balıklarının dikenleri, Dracotoxin adıyla bilinen oldukça potent bir zehir ihtiva ederler.

Dracotoxinin membran depolarizasyonu ve hemolitik aktiviteleri başta olmak üzere kapiller permeabiliteyi artırıcı ve ağrı üretici etkilerinin olduğu bilinmektedir.

Semptomlar:

İlk semptom yanıcı tarzda ağrıdır.

Ağrının ciddiyeti saatler içerisinde artar ve 24 saate dek sürebilir. Ağrı sıklıkla penetrasyon alanına lokalizedir ancak tüm ekstremiteye yayılabilir. Ekstremite ödemli ve eritemlidir, uyuşukluk hissedilebilir ve bu bulgular yaradan proksimale doğru birkaç saat içerisinde yayılır. İnflamasyon 14 güne dek uzayabilir ve uzvun hareketini ciddi şekilde kısıtlayabilir. Lezyon üst ekstremitede olduğunda toraksa doğru yayılabilir ve AMİ ile karışabilir.

Diğer lokalize semptomlar:

Raş, ekimoz, hipoestezi, parestezi, lokal lenfanjit ve lenfadenit.

Görülebilen sistemik semptomlar:

Soluk görünüm, ajitasyon/anksiyete, dezoryantasyon, baş ağrısı, bulantı kusma, terleme, nadiren hipotansiyon, solunum depresyonu, kardiyak disritmi, şok, senkop ve ani ölüm.

Literatürden vakalar:

  • 6 haftalık bir gebede temas sonrasında vajinal kanama ve bunun 3 hafta sonrasında sopntan abortus bildirilmiş.
  • 39y E hasta, sağ elinden yaralanmış. Artarak koluna yayılan ağrı ve şişlik, kızarıklık nedeniyle acil servise başvurmuş. 1 amp feniramin maleat uygulanmış ancak ağrı ve şişlik azalmayınca 2 gün boyunca yatırılmış ve NSAİİ tedavisi verilmiş. 2 ay sonra FTR polikliniğine sağ el 2-3-4.parmaklarda fleksiyon kısıtlılığı ile başvurmuş ve kompleks bölgesel ağrı sendromu tanısı almış.
  • 16y K hasta sağ elden yaralanma ile başvurmuş. Antihistaminik ve eritromisin verilmiş. Ertesi gün sağ el ve ön kolda eritematöz şişlik ile tekrar başvurmuş. Analjezik verilmiş ve kol elevasyona alınmış. Ertesi gün şişlik gerilememiş ve analjezik, antibiyotik ve antihistaminik verilmiş. Takibinde ağrı ve şişlik 5 gün daha devam etmiş.
  • 48y K hasta, temastan 7 gün sonra başvurmuş. Acı verici ağrı, ayakta şişme ve kızarıklık varmış. Birkaç saat sonra ağrısı özellikle ağırlık taşırken çok artmış. Yaranın değerlendirilmesinde palpasyonla hassasiyet olmasına rağmen iyileşmiş olduğu tespit edilerek taburcu edilmiş. Takiplerinde şikayetleri 3 hafta daha devam etmiş.
  • 30y E hasta, 3 gün önce bir deniz canlısına bastıktan sonra sağ ayakta şişlik ve ağrı şikayeti ile acile başvurmuş. Muayenede sağ ayak ve ayak bileğine ödem, ayak tabanında eritem ve 3 adet bül tespit edilmiş. Motor ve duyu defisiti saptanmamış. Periferik nabızlar açıkmış. Femoral ve inguinal lenf nodları palpable değilmiş. Tam kan sayımı normal değerlerdeymiş. Zehir danışma hattı aranmış; büyük olasılıkla etkenin çarpan balığı olabileceği ve semptomatik yaklaşım ve analjezik tedavisi önerilmiş. Hastaya elevasyon ve istirahat önerilmiş, ko-amoksilav, analjezik ve antihistaminik ile taburcu edilmiş. Takibinde 7.günde bül tabanında 2x1cm.lik nekroze alan tespit edilip debride edilmiş ve oral siprofloksasin tedavisi başlanmış. 5.haftada tam epitelizasyonun ardından takibe son verilmiş.
  • Periferik nöropati ve Reynaud Fenomeni vakası bildirilen vakalar olmuş.

Yönetim:

Herşeyden önce, temasın bir anafilaktik reaksiyona sebep olabileceği unutulmamalı ve gerekli değerlendirme yapılmalıdır.

Antivenomu bulunmamaktadır. Toksin termolabil olduğundan, yara sahasının dayanılabildiği kadar sıcak (40-45C) suda 20-30 dk kadar bekletilmesi önerilmiştir. Soğuk uygulaması ağrıyı kötüleştirebilmektedir.

Lokal yara temizliği, gerekirse debridman ve tetanoz profilaksisi yapılmalıdır. İğneler nadiren dokuda saptansa da, mevcut olan iğnelerin ve görülen yabancı cisimlerin temizlenmesi gerekmektedir. Laserasyon varlığında, primer kapatma ertelenmelidir ve yaranın örtülmesi önerilmemektedir. Antibiyotik kullanımı enfeksiyon belirtileri saptandığında, yabancı cisim şüphesinde veya immünsüprese kişilerde önerilmiştir. Antihistaminikler lokal inflamatuar cevabı azaltabilir, semptomatik tedavide kullanılabilirler.

Ağrı kontrolünde oral/parenteral analjeziklere yanıt alınamayabilir; bu durumda opiyatların kullanılması gerekebilir. Literatürde lokal anestezikler ve rejyonel sinir bloğu da alternatif yöntemler olarak önerilmiştir.