Propofol infüzyon sendromu (PRIS) hakkında okumuşken, bunu bir de vaka ile pekiştirmenin faydalı olabileceğini düşündüm. O halde haydi bakalım 


Okuduğum yazıda, kafa travması sonrası YBÜ’nde sedayon amaçlı nispeten düşük dozda propofol uygulanan genç bir erkek olguda ortaya çıkan bir PRIS vakası sunulmuş.

Olgu:

14 yaşında, 35 kg erkek hasta, bisiklet sürerken araç çarpması sonucu kafa travması ile acil servise getirilmiş. GKS’si 13 olan hastanın gelişinde bilinç bozukluğu ve ajitasyonu varmış. Beyin BT’sinde sağ temporal fraktür, sol temporal kontüzyon ve orta-hat kayması saptanmış. Global beyin ödemi de mevcut olan hastaya cerrahi müdahele düşünülmedi. Kafa içi basıncını azaltmak, ödemini rahatlatmak amacıyla aralıklı mannitol ve midazolam infüzyonu (0.1 mg/kg/h dozunda) başlanarak beyin cerrahi yoğun bakım ünitesinde takibe alınmış. Entübe edilerek mekanik ventilasyon desteği sağlanmış. Midazolam infüzyonunun yeterli olmaması, hastanın mekanik ventilatöre direnmesi ve bu durumun kafa içi basıncını daha da artırabileceği gerekçesiyle midazolam’a ilave olarak propofol infüzyonu (3 mg/kg/h dozunda) başlanmış.

Propofol infüzyonu devam ederken 60. saatte hastanın idrarının yeşil renk aldığı kaydedilmiş.

İdrar çıkışı normal düzeylerde seyreden hastanın, böbrek fonksiyon testleri normalmiş, bu aşamada ve daha sonraki idrar testlerinde miyoglobinürisi saptanmamış. Yaklaşık 72 saat sonra hastanın kontrol tomografisinde beyin ödeminin kalmadığının görülmesi üzerine önce midazolam sonrasında da propofol infüzyonu durdurulmuş.

Önceden normal düzeylerde olan AST, ALT, CK, CK-MB, LDH değerlerinin takiplerinde tedrici olarak yükseldiği saptanmış.

Hastada PRIS düşünülerek yakın takibe alınmış. Hastaya 6-8 mg/kg/h dozunda karbonhidrat desteği sağlanmış. Kan gazları normal düzeylerde seyretmiş (pH: 7.35, PO2: 162, PCO2: 37, HCO3: -5), laktat düzeyleri normalmiş.

Monitörize şekilde takip edilen hastanın atropine yanıt veren bradikardileri ve geçici hipotansiyon atakları olmuş.

Enzimler yükselmeye başladıktan 24 saat sonra kan enzim düzeyleri (CK, CK-MB, LDH, Amilaz) düşme eğilimine geçmiş. Hasta sedasyonunun kesilmesinden 1 gün sonra, respiratuar ve hemodinamik açıdan stabil olup bilinci tamamen açılınca ekstübe edilmiş.

İdrar rengi yaklaşık 48 saat yeşil kaldıktan sonra düzelmiş. Serum enzim seviyeleri 24-48 saat içerisinde tamamen normale dönen hastanın takiplerinde ek bir problem yaşanmaması üzerine sağlıkla taburcu edilmiş.

Peki vakanın tartışma bölümünde bizim için faydalı olabilecek hangi bildilere yer verilmiş?

Bir retrospektif çalışmada, PRIS saptanan hastalarda doz aralığının 4,5-15,5 mg/kg/saat olduğu ve infüzyon sürelerinin 29-115 saat arasında değiştiği bildirilmiş.

Ciddi kafa travmalı hastalarda, >5 mg/kg dozdaki infüzyon uygulamalarında, PRIS riskinin 2 kat arttığı saptanmış.

PRIS için risk faktörleri:

  • Şiddetli kafa travması ile birlikte;
    • yüksek doz propofol ve vazopressör kullanımı
    • miyokardiyumda endojen katekolamin yüksekliği
    • steroid kullanımı
    • yüksek APACHE-II skoru

Yeşil veya kırmızı idrar‘ın, PRIS bulgularından biri olduğu belirtilmiş.

Belirgin bir AST, ALT yüksekliğinin karaciğer hasarını gösterebileceği, ancak beraberince CK, LDH yüksekliğinin olmasının ve AST’nin hızlı şekilde yükselme eğiliminde olmasının rabdomiyolizi desteklediği belirtilmiş.